Renkler hayatımızın ayrılmaz bir parçası; taşıdıkları enerji ile bizi kendilerine çektikleri gibi duygusal ve fiziksel durumlarımızı tanımlamak için de renkleri kullanıyoruz. Bazı günler dünya kapkara iken bazen her şeyi toz pembe görüyoruz. Öfkelendiğimizde yüzümüzü allar basıyor, hastalanınca sararıp soluyoruz.
Yeni yılla birlikte Herend Porselen’in doğadan esinlenerek yaratılmış özel koleksiyonlarını sizlere daha yakından tanıttığımız bir yazılar serisine başlıyoruz. 2022’nin bu ilk yazısında sizlere, bize her zaman canlılık veren doğayla birlikte, bolluk, bereket ve refah içinde yaşamak dileğiyle RÜYA BAHÇESİ (Dream Garden) adlı seriyi tanıtacağız.
Malzeme ve form açısından Herend Porselen’in güzelliğinin sırrı, dört ana elementin uyumunda gizli: Toprak, su, ateş ve hava. Herend ürünlerinin ana malzemesi olan porselenin muhteşem beyazlığı, topraktan elde edilen su ve baz malzemelerinin uygun bir karışımı ile sağlanırken, alev ve hava yardımıyla yarı saydam hale getiriliyor. Şimdi porselen yapım sürecinin kamera arkasına bir göz atalım.
Türkçede de yaygın olarak kullanılan “ağzında gümüş kaşıkla doğmak" deyimi, ilk kez 1719 yılında Don Kişot romanını İngilizce’ye çeviren Peter Anthony Motteux tarafından kullanılmış. Sosyal statüsü yüksek, varlıklı bir ailede doğanları ifade etmek için kullanılan deyim, doğal şifa kaynaklarına yöneldiğimiz günümüzde daha çok gümüşün insan sağlığına faydalarıyla ilişkili olarak anılıyor.Gümüş, antibiyotiklerin, özellikle de Penisilin’in keşfinden önce antimikrobiyal etkisi nedeniyle yaygın olarak kullanılan bir maden.
Giyimden dekorasyona birçok yerde, birbirini tamamlayan ya da öne çıkaran renkleri,desenleri ve biçimleri eşleştirerek kendimize has bir tarz yaratıyor, yaratıcılık yeteneğimizi kullanarak günlük hayatımızı güzelleştiriyoruz.
Tüm kültürlerde hediye alıp vermenin kendince usül ve gelenekleri var. Örneğin bizim kültürümüzde yeni ev kuran çiftin yaptıkları harcamalara bir parça katkıda bulunmak amacıyla düğünlerde yaygın olarak, altın, değerli takılar ve para hediye ediliyor.
Mart ayı yazımızda su, toprak ve ateşin marifetli ellerde seramiğe dönüşmesinin tarihini ve La Ceramica ürünlerinin yaratım sürecini anlatmıştık. Bu yazımızı ise birbirinden zarif La Ceramica Koleksiyonları’na ayırdık:
İnsanlığın marifetli elleriyle su, toprak ve ateşi işleyip, hem fonksiyonel bir araca hem de bir sanat eserine dönüştürmesi 12 bin yıl öncesine dayanıyor. Dünyadaki ilk örneklerine Çin’de rastlanan seramiğin Anadolu’daki ilk örnekleri ise 8 bin yıllık. Çatalhöyük’teki kazılarda ortaya çıkarılan seramik parçaları MÖ 6 binli yıllara tarihleniyor.
< Önceki sayfa Sonraki sayfa >